Bir çocuk kalbi..

indir

23 nisan gelirken bir çocuk sevinci sardı ruhumu….Durdum düşündüm…Çocukları hep çok sevmişimdir başka bir bağ var sanki aramızda.Onlarda beni çok sever,bazen yolda gözgöze geldiğimizde masum gülümsemelerini bırakırlar yüzüme.

Hepimiz bu kadar saf ve masum dünyaya gelirken ailemizin ve çevremizin etkisiyle nasıl da şekillenip yoğrulup dünyamızı kirletiyoruz değil mi ?

Hırslar savaşlar yaşama dair kaygılar korkular sarıyor etrafmızı.Hepsi normal hepsi olağan olsada.Bazen hayat bir dur yahu diye fısıldıyor bir dur…

Hayat amacını savaşını sorgulatıyor…. Farkındaysan ne mutlu.Çocuk olmak kalpte,çocuk kalmak ruhen.Hani usta sanatçı Sezen Aksu diyor ya bir şarkısında

‘Kalbini bir mektup gibi buruşturulup fırlatılmış,
Kendini kimsesiz ve erken unutulmuş hissediyorsan
İçindeki çocuğa sarıl
Sana insanı hatırlatır…’

Benim için bir kez daha dinleyin.İçinize dönün kendinizi dinleyin çocuk ruhunuza sarılın.23 nisan bahanesiyle kalpler çocuk gibi çarpsın.. Sevgiyle….

 

 

kalbimdenkalbine*

AŞK’A DAİR ?

indir

  Şubat ayı güzel şubat ayı …cüce ay dediğimiz çok sevdiğimiz ay, kış mevsiminin son günleri baharın habercisi ilk cemrenin havaya düştüğü ay .. İçinde bir 14 şubat furyası bulunduran aşkı sevgiyi hatırlatan ay. ( ki sevgi asla bir güne sığmaz ) !!

 Aşkı sevgiyi yaşama şeklimiz kişiden kişiye nasılda göreceli değil mi ? Peki nedir aşk diye sorup tanımlama istediğimizde vikipedi bize bu sonuçla geliyor .

‘Aşk, bir başka varlığa duyulan derin sevgi.[1] Sevgi kuramının kurucusu Psikanalist Erich Fromm, sevgiyi, insanlığın sorunlarına bir yanıt olarak, kişideki aktif ve yaratıcı gücün kaynağı bir enerji olarak ve bu söz konusu yaratıcılıkla sevmeyi de bir sanat olarak tanımlar.[2] Bir sanat olması bakımından da uygulamada olgunluk gerektirir.’

Bu bilimsel tanım sonrası benim çok fazla etkilendiğim ve unuttukça geriye dönüp okuduğum anlayıp özümsemeye çalıştığım bir yazıyı paylaşmak istiyorum.Öyle güzel ,naif ayrıntılı vurucu tanımlanmış ki sevginizi sorgulatıcak.

Vietnamlı Zen Budist keşiş, öğretmen, ve barış aktivisti Thich Nhat Hanh, “How to Love”  basit cümlelerle ve büyük bir bilgelikle yazılmış kısacık kitabında, sevgiyi keşfe çıkıyor.

 * Thich Nhat Hanh’ın öğretilerinin kalbinde, “anlamak, sevginin diğer adıdır” fikri  yatıyor..              *  Gerçek sevginin dört elementi; iyilik, merhamet, neşe, ve sakinlik..

      *Nasıl seveceğini bilmeden sevmek, sevdiğimiz kişiyi yaralar…

  *Beni etkileyen başlık ise ;  Eğer bir bardak suya, bir avuç dolusu tuz atarsanız, o su içilmez olur. Ama bir avuç tuzu bir nehre atarsanız, insanlar hala o sudan içip, yemek pişirebilirler. Nehir kocamandır, kabullenme ve dönüştürme yetisi vardır. Kalbimiz küçükse, anlayışımız ve merhametimiz limitlidir, ve acı çekeriz. Diğer insanları ve hatalarını kabullenemeyiz ve değişmelerini bekleriz. Ancak kalbimiz büyüdüğünde, böyle şeyler bize acı çektirmez. Çok fazla anlayış gösterebiliriz ve diğer insanları kabulleniriz. Onları oldukları gibi kabullendiğimizde, değişim şansları da olur.

Bu durumda, asıl soru kendi kalbimizi nasıl büyütebileceğimiz. Bunun yolu da kendimizi anlamak, kendi acılarımızı fark edip kendimize şefkat göstermeye başlamaktan geçiyor. Kendimizi mutlu etmeyi öğrendiğimizde, sevme yeteneğimizi de geliştirmiş oluruz.

Bu başlıklardan yola çıkarak yazının tamamının linki aşağıda okuduktan sonra bana hak vericeksiniz,aşkla kalın

 http://www.popgaf.com/liste/zen-ustasindan-gercek-askin-tanimi    🙂

 

kalbimdenkalbine*

Az insan ,çok huzur denilen…

10995948_10153137732669868_3154846860080307407_n
Franz Kafka nın bu sözü nerde karşıma çıksa  hep düşündürdü beni acaba dedim ? Acaba kalabalıklar yoruyormuydu insanı ? Etrafımızdaki kişi sayısının bizim ruhsal durumumuz üzerinde nasıl bir etki bırakabilirdi ki… Hep bu sorular kurcaladı kafamı.

2016 nın son günlerinde sevgili Nil karaibrahimgilin gazetedeki  yazısından öyle etkilendim ki tüm taşlar yerine oturdu.Yazıda şöyle diyordu İnsan, en yakınındaki beş kişinin ortalaması olurmuş…Birbirimizden o kadar etkileniyoruz ki. Eğer etrafımızda biri, bir lavabo deliği gibi bütün güzellikleri yutuyorsa, bizim lavabo da kuruyor.

Eğer yakınımızda biri, bitmez tükenmez bir enerjiyle yol alıyorsa; yeni hayaller kurup herkese gerçekleşmiş halini göstermenin peşine düşüyorsa, bizi de ateşliyor.

Eğer biri küsse, bizim de bir yanımız küsüyor. Ofluyorsa, sıkıyoruz. Şakasını yapıyorsa, gülüyoruz…”  yazının devamı  http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/nil-karaibrahimgil/insan-en-yakinindaki-bes-kisinin-ortalamasi-olurmus-40317134

Yazıyı okudum derin bir nefes aldım.Birden ampüller yandı kafamda şimdi oldu dedim şimdi oldu Franz Kafka bundan bahsetmiş olmalı.Yaşam dediğimiz yolda etrafımızda seçtiğimiz arkadaş,dost sevgili belki aile bizim birer parçamız . Biz onlarla etkileşim halindeyiz biz onlarla varız.Dolasıyla ruh halimizi hayat kalitemizi zaman zaman biz istesekte istemesekte etkiliyorlar.

2017 ye girerken yeni kararlar alarak girdim etrafımı küçültmeye bana iyi gelenlerle yola devam etme kararı aldım . Bazı arkadaşlarımın hayatından sessizce gittim. Bazılarana daha büyük kapılar açtım kalbimde.Sizde sizi enerji olarak yere çekenler varsa geç kalmadan  hayatınızdan çıkarın gitsin.Sadeleştirin çevrenizi, ruhunuzu ,kalbinizi… sonra derin bir nefes alın az insan…..

 

kalbimdenkalbine*

 

 

Kitaplarla değişen dünyamız …

Kitaplar başka dünyalara açılan kapılar gibi…Tıpkı farklı ülkelere,şehirlere seyahat etmek gibi.Her biri size başka bakış açıları katıyor,değiştiriyor,dönüştürüyor dünyanızı güzelleştiriyor.Bana benim dünyama nefes olan bir kitaptan bahsetmek istiyorum sizlere..

Sevgili Metin Hara nın kitabı Yol ve 2 nci kitabı Dem.   Metin Harayı tanımayanlar bu linkten Ted konuşmasına ve hayatına ulaşabilir.https://onedio.com/haber/metin-hara-askin-istilasi-yol-522412

 

543495386503.jpg

Kitabı her ne kadar kişisel gelişim kategorisinde görselerde benim için  bir nefs eğitimi kendimizi tanıma rehberi. Kitap sufizm,tasavvuf ilahi bir dilden bize bizi hatırlatıyor. Düşüncelerimizin hayatımızdaki etkileri ,beyin dalgalarımız, hastalıkların zihnimizde yaratılması gibi bir çok konuda farklı bir bakış açısı kazanıyorsunuz.

Yeni bir şeyler öğrenmeyi seviyor,kendinizi bu alanlarda geliştimek istiyorsanız en kısa zamandan kitaplara göz atın derim.Ancak her kitabı insanlara gelme süresi olduğuna inanıyorum ,içinden öğrenicekleriniz varsa hiç ummadığıız bir anda kitap size hediye edilebilir veya onu alıp okurke kendinizi bulabilirsiniz. Ve son sözü Metin Haraya bırakıyorum..”Önce kendi kalbimizden başlayarak, her gün başka bir kalple dünyayı değiştireceğiz…”   diyor.

   

       kalbimdenkalbine *

Hoşgeldin Sevgi Ayı Şubat…

tumblr_lt7cvm5neq1qf70r5o1_500_large

Minik tatlı cüce ay olarak bildiğimiz şubat ayı geldi hoşgeldi.Yeni yıl heyecanını daha dün gibi yaşıyorduk oysa zaman denilen kavram çok sihirli.

Başlıktanda anlaşıldığı üzere bu aya 14 şubattan dolayı sevgi ayı demek istedim.Sevgi denilen kavram öyle eşsiz sonsuz ve karşılıksız ki bunu ne bir güne ,ne bir aya sığdırabiliriz aslında…

Sevginin sözlük anlamı ”insanı bir kimseye ya da şeye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten içsel duygu, sevme duygusu.”olarak tanımlansada herkes bu duyguyu farklı şekilde farklı dozlarda yaşayıp çevresine sunuyor.Ve en önemlisi kendini sevmeyen insan kimseyi sevmiyor.Kardeş sevgisi, şefkat; yemek sevgisi, zevk;                   spor sevgisi , tercih; ya da etkilenme, eğilim, düşkünlük, meyil, hayranlık, tutkunluk, bağlılık, dostluk,  gibi anlamlara çıkar.

Gelelim şu meşhur 14 şubata 🙂  Sevgililer Günü, kökeni, Roma Katolik Kilisesi‘nin inanışına dayanan bu gün, Valentine ismindeki bir din adamının adına ilan edilen bir bayram günü olarak ortaya çıkmıştır.Valentine nin armağanıyla ortaya çıkan sevgililer gününü izninizle ‘Sevgi günü ‘olarak değiştiriyorum.Ne yani sevgilisi olmayanlar bugünü kutlayamaz mı ? 😀 Sevin,sevilin sevmek için bahaneler yaratın a dostlar hayat denilen şey bir nefes…

Biz dünyaya gelirken sevgiyle aşkla yaratılıyoruz bir kere ilerleyen yazılarda bu konuya yer veririm.

O zaman Nazım hikmet ten pirayeye bir şiirle aşka çağırıyorum sizi;

                                                                                         indir

                                                En güzel deniz,
                                                        henüz gidilmemiş olanıdır.
                                               En güzel çocuk ,henüz büyümedi. 
En güzel günlerimiz :

                                               henüz yaşamadıklarımız.
                                                      Ve sana söylemek istediğim en güzel söz                                                                                        henüz söylememiş olduğum sözdür…

 

 

kalbimdenkalbime*